Kütüphanemizde, kitaplıklarımızda bulunan bütün kitapları okumak imkansız. Buna zaman yetmez ama kabul edelim ki kitaplar da çok. Her ay yeni yayınlanan kitaplara yetişmek neredeyse imkansız. Bunun yerine daha çok nitelikli eserleri okuyarak; kitap okuma ihtiyacımızı gideririz. Bunun yanında masamızda, kitaplığımızda bulunan bütün kitapları okumak gibi bir düşünceye de girmemek lazım.
Kitap okumak her şeyden önemli bir sosyal ihtiyaçtır. Bütün kitapları okumak ise günümüz koşullarında elbette zor. Çünkü zaman az ve kitaplar çok. Bunun için nitelikli eserler okumak her zaman önem kazanmaktadır.
Bunun yanında devasa kitaplığı ya da kütüphanesi bulunan birisine “Bütün bu kitapları okudunuz mu?” sorusu cevaplanması zor ve geçersiz bir sorudur.
Nitekim yukarıda da bahsettiğimiz gibi bir kitaplıktaki bütün kitaplara zaman ayırmak ve okumak imkansız denilebilecek bir boyut taşıyor.
Bütün kitaplar okunmalı mı sorusu
Kütüphane ya da kitaplıklardaki kitapların hepsini okumak şart değil. Kitaplıklar bazen de evin bir köşesini süslerken, aynı zamanda bilgi hazinesi işlevi taşıyor. Ünlü İtalyan yazar ve filozof Umberto Eco bununla ilgili çok güzel açıklama yaptı.
Bilmediğimiz şeyler
İtalyan yazar Umberto Eco’nun tabandan tavana kadar dolu kitaplığının aslında bir gösteriş için olduğunu ima ediyor. Yazar Nassim Taleb bunu onaylayarak böyle bir koleksiyonu antilibrary olarak adlandırarak, rafların finansal imkân yettiği ölçüde bilmediğimiz şeyler içermesi gerektiğini savunuyor.
Okunmayan kitaplar
Ayrıca okunmayan kitapların oranının da düşmesini beklememek lazım. Ne kadar çok okursan bilginin sınırları o kadar çok genişler ve fazla hiçbir şey bilmediğini anlamaya başlarsın.
Eco şöyle diyor;
“Ay sonuna kadar okumam gereken kitaplar”
Eco’nun misafirlere verdiği cevap ise ilginçtir: “Hayır, bunlar ay sonuna kadar okumam gereken kitaplar. Diğerlerinin ise ofiste tutarım.”